19 Aralık 2012 Çarşamba

yarın kar yağacakmış ..Öyle diyolaaa


Seninle yaşlanabilecek miyiz bir muamma fakat düşünmeden edemiyorum, ellerimiz kırış kırış olduğunda tutabilecek miyiz ellerimizi sımsıkı, sımsıcak… 

Hiç bir şey



İçinde yaşanılan günün her şey olmadığını anlamak için daha geniş zamanlara ihtiyacımız olmalıydı ..Bunu anlamam uzun yıllarımı aldı..
Çok düşündüm;; Madem insanların gerçekleri değişiyordu
 neden içinde yaşadıkları değil  de seçtikleri bir zaman parçası gerçekleri olmasındı.??
Vazgeçmenin mutluluğu sadece ama sadece anımsamanın mutluluğu yok muydu?
Bu kadarla kalamaz mıydı?
Bunları konuşabileceğim pek kimsem yok ,, en azından bu aralar !
Bana kendi kendimle konuştuğum geniş zamanlar kaldı..
"Ne mi istiyorum?"dedim kendi kendimle konuşurken
"Hiç bir şey"Ben alacağımı zamanında aldım." Demek istedim .
Diyemedim..

Hiç bir şey diyemedim..



17 Aralık 2012 Pazartesi

seni seviyorum



Sevenlerin,, sevdiklerinden beklediği ,,kendilerine ait bir şeyler.. Özel olduklarını hissedemediklerinde ya da yaşayamadıklarında pek bir anlamı kalmıyor onlar için yapıldığı düşünülen şeylerin..Hatta bu yüzden ihmal edilen eş,, ihmal edilen çocuk sevgisini kaybetmeye başlıyor..Sen kendini paralıyorsun onlar için ama onların istediği bu değil.. Belki oturup konuşulabilse  düzelecek..Konuşamadıkça erozyon devam edecek..
Tılsımlı sözcüğü aklımızın bir yerine nakşetmeli ve yeri geldikçe hatta gelmeden söylemeliyiz " seni seviyorum" demeliyiz ..Omzuna yaslanıp ağlamalıyız ..İçimizdekileri saklamadan..

Haydi biraz cesaret :)

f..

telaş


Anı yaşamak demek kendi oyununu bozmak demek.
 Ben ya dünde ya da yarında mutluyum. Gözümde sis perdesiyle yürümekten memnunum..
Farkındalık, anı yaşamak beni savunmasız kılacak..

cevabı kolay sorular


Çayım bitti..Boş bardağı masaya bıraktım..Gidip fotoğraf albümlerinden birini elime aldım..Bebekliğim,,okul yıllarım,ailem ...Bir gün olacak oğlumda böyle albümleri açacak.. Beni görünce ne düşünecek acaba?
Zaman ne kadar çabuk geçti..O kadar yıl nasıl bu kadar çabuk geçebilirdi ki??Cevabı kolay bulduğuma sevinsem mi üzülsem mi bilemedim !:)
O kadar monoton yaşadım ki bir toplumun izlediği periyodun içinde kendi rolümü oynadım..Her gün diğerinin aynı arada farklı bir şeyler olsa da yol aynı.. Bir kaç yıl sonra her şey tarih olacaktı..
Hazır mısın tarih olmaya?
Cevabı yine kolay buldum !

f..






2 Aralık 2012 Pazar

Şu şehrin gürültüsünü kısar mısınız biraz?


 Dip Notlar


Masum ,,uysal ,,, savunmasız...Ruhlarımız bazen kabına sığamıyor..

++

Dağılma zamanı.. tetikte bekleyen gözyaşlarım aktı akacak...

+++

Yıllar evvel bir aşk hikayesi anlatmıştı bana çok sevdiğim bir  komşumuz  ..Kendi hikayesiydi..Alevi bir genci sevdiğini söylemişti..Annesi vermemiş kavuşamamışlar...
Ayrılmışlar ,,bütün  aşk hikayelerinin vazgeçilmez teması ' A y r ı l ı k' .. Hüzün veriyor...Zaman zaman ben bu insanların hayatlarını ziyaret ediyorum.. Filmin içinden geçiyorum ve çıkıyorum..Sihirli bir değneğin hayalini kuruyorum için için...

++++

 Balık olmak ,, kuş olmak ,,çocuk olmak..İçimde tüm güzelliklerin ortaya çıktığı anların olduğunu bilmek hoşuma gidiyor..Yüreğimin sevgiyle dolup taştığı,,derin bir nefes alıp bırakırken gözlerimin dolu dolu olduğu anlar..İçimdeki yaralarla yaşamanın ne demek olduğunu,, onları kucaklamayı, onlarla yaşamaya çalışmamı ve bazen nasıl isyan ettiğimi... tüm anları biliyorum.. bak şu an çanlar çalıyor ...binlerce deli çan..
Duyuyor musun??

+++++

Bir şeye sahip olduğunda özgürlüğün  bitiyor... Hiçbir şeyin yoksa işte o zaman özgürsün...
--------

f..


















19 Kasım 2012 Pazartesi

Sırça aşkın aslı astarı



Hayırlı olsun nur topu gibi bir aşkımız oldu !!!

,,,,,,,

ani bir aşk çapraz ateşte kalmaktır; parçalandıkça parçalanmak istersin.,
 kendine geldiğinde  aşkın peşinden koşmaya başlamışsındır..
 Bir gün biri girer hayatına 'lök 'diye..
 Konuşur, gözlerindeki ışığı üfler yüzüne' hüffff ',,diye dudaklarının yana bükülüşünü izlersin..
  Damarlarından içeri sızmıştır bir defa; bağımlısındır artık..
 Aşk bedel ödemektir kesin ödersin ve  kaybetme ihtimalini kabul etmektir kaybedersin,,, acıları cebe koyup dolaşmaktır ,,dolaşırsın..
 Tüm bunları baştan kabul etmişsindir çünkü.. 
Sorumluluk almak istemezsin, uzaklaşmaya çalışırsın kendine ait hayatından,, mantık seni sıkar, gündelik hayatı dışlayıp kendi dünyanda mutlu bir hayat kurgularsın ' halaluya' diye diye....
 Artık önünde belki de asla gerçekleşmeyecek,, sadece senin gerçekleşmesini istediğin için beyninde var olan pembe bir yol vardır... Koşarsın ,otlar da zıplarsın,, papatya yolarsın..Kalpler çizersin kağıtlara ,,şiirler yazarsın allı yeşilli..Düpedüz delirmişsindir!
 Çok da da zor olmamalı diye düşünürsün; bir insan, bir insan daha, ve mutluluk....:))
Filmin sonunda sürpriz yoktur sana göre... Her şey çok basittir ve tek yapman gereken süreci izleyip gelişmeleri kontrol altında tutmaktır... İki ayrı tenin dokunuşundaki sihiri keşfedersin, bakışlarını hissettikçe başın döner,,,miden koca bir danayı yemiş gibi şişkindir,, dünya bağımsızlığını ilan etmiştir artık..

Hüüüüüüüü bommmmm !
Ani bir ayrılık duvara atılmış yumruk gibidir..
 İlk başlarda acısını hissetmezsin.. Ertesi gün parmaklarının bittiği yerden başlayıp beynine ulaşan bir sancıyla uyanırsın. (bkz. ağır kırık) ...
Parmak uçlarını hissetmekte zorlanırsın titrerler.. Hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını düşünürsün..
 Engellenmişsindir hayattan. Eski neşen kalmamıştır, diğer insanlar gibi değilsindir artık, yürüyüşün, bakışın, sözlerin, hayallerin, kısacası dünyan değişmiştir.. Yamuldun sen ,,yamuksun artık !
 Kimseyle paylaşmak istemezsin acını.. İçinde bir yerde sıkıştırıp unutmaya çalışırsın..
Oysa gözlerine bakan dostların bakışlarındaki değişiklikten anlar bir şeylerin ters gittiğini..Artık kıçın başın birbirine karışmıştır.. Bir şeyler ters gitmiştir, duvara toslamışsındır..
Zamana teslim etmişsindir yaralarını..Dalgınsındır ,,salya sümük şarkılar dinlersin...

Ve sonra,,,,
silinip gider her şey dünya yüzeyinden, insanlarla birlikte aşklar da gömülür mezarlıklara.. Yeni bir acıya hazırlıklı uyanır her sabah insanlar farkında olmadan ve eski acıyı unutmaya programlıdır zihin, tıpkı bir karalama kağıdı gibi...
..

hesaplaşma

Adımı söylüyorsun,, hiç bu kadar yabancı hissetmemiştim adımı, hiç bu kadar uzaktan duymamıştım sesini, çok uzaklardan geliyor sesin..

,,,,,,solgun ellerime ve güçsüz parmaklarımın arasından akıp gitmiş hayatıma bakıyorum... Tam bir enkaz, hayat üzerimden silindir gibi geçmiş ve ayağımı bastığım topraklar artık yeterince sağlam değil.. Hep bir sonraki adımda çökecekmiş gibi hissediyorum.. Beyaz saçlı iki adamla aynı masada oturup koskoca bir ömrü ucundan kıyısından tüketmeye bile başlamamış çocukları seyrediyorum.. Biri suyu önce bir eline alıp sonra diğer eline aktarıyor, zamanın sırrını çözmüş gibi..

Kalkıyorum masadan, iki ihtiyar farketmiyor bile..  Merdivenlerden inip yer yer paslanmış açık mavi demir kapıyı gıcırdatarak açıyorum.. Anılar beynime işlemeye başlıyor.. Sen yine çıkıp geliyorsun bir yerlerden.. Hep buralardaydın  ya zaten,,,,,,etrafımda dönüp durmuştun ya hani  hayatım boyunca,,  ben de peşinden koşturup tüketmiştim koca bir ömrü. "değer mi" diye düşünmeden..


- eee nasılsın görmeyeli?

                              ..

elveda zamanları



Keskin bakan, içinde cennetin varlığı saklı gözlerini dikmiştin gözlerime.
Ben aslında diye başlarken..
Sis yoktu, karanlıktı gözlerin,,,
Kalbimi kırmak için kara elbisesini geçirmişti üzerine.
ellerin çok uzaktaydı, köşe kapmaca oynuyordu adeta ellerime değmesin diye,,
tebessüm ettim..
Bir ara takıldılar gözüme,,
kalbin yoktu, hayat kaynağın,,
Demek gözlerindeki karalık doğruyu haykırıyormuş,
ben aslında,,, derken.
Sustum hep karşında, suçluymuşum gibi
Dilim beni terk etti sanki, konuşamadım.
Ne oldu ? Diyemedim.
Kararlı karanlık gözlerin kaçmaya başladı birden..
Gidiyorum ,,dedin..
Bir şeyleri saklar gibi, bir şeylerden korkar gibi.
Bana dön demeyeceğim
Çünkü ben seni her nefeste sevdim.
Her ağladığımda gözyaşıma kardım.
Güldüğümde, dudağımın kenarına sakladım.
Her an aklımdasın ya, bazen taştığında,
 yüreğimin tüm hücrelerini açtım seni çağlarcasına yaşasın diye.,
Sensizlikten korktuğum da yorganımı başıma kadar çektim,,,
 kan ter kalıncaya kadar çıkmadım içinden...
Ben hep seni sevdim,,,
Tüm kavgalarıma set çektim, sen yanımdasın diye..
Zira büyük bir güçtün bana,,
 yerden doğrulmayı öğretmiştin ya da nasıl savaşılması gerektiğini..
Özlemle tanıştırıp onunla yaşamanın ne demek olduğunu.
Seni sevmekten korkmamayı, kaybetmekten deli divane olmayı öğrettin.
İnsan olmanın suretini çizdin gönlüme.
Tabii sen bunları bilmiyorsun ben hiç söylemedim ki sana!
Ve şimdi insan olmaktan nasıl çıkılırmış onu da kazıdın yüreğime,
Gidiyorum, derken.
Bana dön demeyeceğim…
Gönlünle savaşacak, ona söz geçirecek bir gönül yok bende.
Çünkü o gönül senin, sadece senin kalbinde bir sığınak.
Sadece bekleyebilir, Tanrıya yakarabilirim ancak.
Mesela;
Öyle bir rüzgar isterim ki,
Gözlerinin karasını alsın, dağıtsın,
Bir daha bir araya gelemesin karalıklar.
Sonra bir de yağmur, yaz yağmuru yağsın.
Gözlerinin buğusunu versin bana.
Tüm bulanık duyguları seline karıştırsın, yalnızlıkları da öyle.
Sonra, Nuh’un gemisi çıksın ortaya, ikimizin gönlü olsun içinde.
Tüm kötülüklerden, umutsuzluklardan koparıp kaçırsın bizi.
Yoksun sen şimdi…
O zaman,
Seni ömürcesine sevdiğimi söylemeyeceğim.
Sensizliğin çaresizliğini de.
Ben’i terk eden beni de.
Bana dön demeyeceğim…
Seni gönlünle kol kola görüp,
“Ben geldim” diyeceğin güne kadar…

..


2006- Eylül ,,,İstanbul

16 Kasım 2012 Cuma

aslan yürekli fare


Gerçek iki gözün arasında ,iyi bak o noktaya!
İnsan çok ama çok tehlikeli..
Korkma...
Elini ver bana...
Umudumu paylaş...
İnsan evladı farklı olmaktan huzursuzluk duyar.. Farklı olanı sevmez..
Keşke içimizden geçeni söyleyebilsek..Ben bazen deniyorum ..
aramızda kalsın ;;;hiç sevilmiyorum..
Aslında o kadar cesur değilim.. Mesala bugün ana avrat sövmek istedim dedikoducu kadınlara
"ulan " diyecektim,," ulan evliyken bekar adamlarla kırıştırıyorsunuz bi de utanmadan etrafa saldırıyorsunuz 
karaktersizler " diyecektim ..demek istedim..

diyemedim :/
Cesur değilim yeterince!

f..


İki Nokta yan yana



Hüzünlü bir şarkı dinlerken ağlıyor olmaktan rahatsızlık duyma..
Suçluluk duyma 
televizyonda izlediğin haberlerde etkisiz olduğunu hissettiğin anlarda..
Seni gerçekten seviyorum... 
Buna inanmadığını da biliyorum..
Neden seni sevdiğime inanasın ki..
 Ama seviyorum.. Bu sevgiyle yaşıyorum..
 Biliyorum ne kadar sevilmeyi hak ettiğini ;; kendini ifade etmek için nasıl çırpındığını ve yalnız kaldığında ,,gülümsediğinde ne kadar güvenilir ,, özel olduğunu..
Ne kadar sevimli olduğunu.. Sadece korkuyorsun.. Kırılmaktan , reddedilmekten , kaybetmekten ,, küçük düşmekten korkuyorsun..

Ben de korkuyorum..

Senden beni sevmeni istemiyorum ya da benimle ilgili her hangi bir şey.. 
Sadece benimle paylaşmanı istiyorum.. 
Yazdıklarımı okurken,, okuduklarının,, kendini olduğu gibi harflere dökerek sana ulaşmaya çabalayan birirnin yansımaları olduğunu bil..
Ne bir hesabım var ne de  bir oyunum.. Sadece seninle paylaşıyorum.
Hayatımda ,,,ne ikiyüzlülere ne yavşaklara
 ne korkudan benliğini satmışlara ne gölgesinde saklananlara yer var...

Bir şelaleden aşağı düşüyorum.. Sular çağlayarak dört bir yanımı sarıyor..
Acı kadar sıcak ,,,buz kadar soğuk sular...
Ya tut elimden
ya  da sus..!


f..

12 Kasım 2012 Pazartesi

suyun boğulduğu yer



Belki bana deli diyorsundur..Doğrudur,, belki de ben deliyim..Çünkü kendi dünyamı yaşıyorum ve kendimi ortaya koyuyorum... Çoğu insanın doğru dediğine tek başıma yalan dediğim için deli dersen bana,,evet ben deliyim... hatta zırdeli...
Kendine bir bak..Boşluğun nereden kaynaklandığını bulamıyorsun.. Gençsin,, güzelsin ya da yakışıklı... İnsanlarla çok yakınsın...Arkadaşlarınla dünyayı kurtarıyorsun,, konuşuyorsun, gülüyorsun..Sinemaya gidip göl kıyısında yürüyorsun..
Döngüyü kırmak istediğin an sana yardıma koşarlar  'Deli' olmayasın diye..
Önce annen yardıma koşar ama  anlayamaz neden delirdiğini...

Oysa delilik dedikleri ,,,senin kapattığın o boşluk olacak...

f..

6 Kasım 2012 Salı

ve sonra gece olur



İçimde müthiş bir yaşama isteği var..kırıldıkça yaralandıkça ,, boğuldukça artan bir yaşama isteği..Her gün yeniden ilk kez fark ediyorum bu isteği..Hemen her gün hayıflanıyorum kendime ,,neden az sevdim , neden az yaşadım,neden daha çok hissetmedim diye..Her gün suçluyorum kendimi gitmediğim görmediğim yerler için..Çukurların içinde binlerce yazılmamış şiir var..
 Öyle bir yaşa geldim ki neye dokunsam ,,sonsuz birikmiş yaşama özlemi..

Hep geç kalınmış ,,hep eksik yaşanmış..Hangi hatırayı elime alsam,, kenarı kıvrılmış notlarını ,,sararmış sinema biletlerini ya da kafe fişlerini..Biliyorum,,başka tekrarı yok..Ve tekrarı yoksa yaşadıklarımızın hata mı yaptığımız hatalar... Çünkü hayatı ne kadar bildiğimizi iddia etsek de hep el yordamıyla ilerliyoruz.
 Hem zavallıyız hem de güçlü...

Dünyaya dokunmaya çalıştıkça ,,kendi boşluğunda ,,
kendi soruları içinde boğulan mağrur ve kırılgan bir şiir gibiyiz...


f..

3 Kasım 2012 Cumartesi

Aşkın yolları nereye çıkar?



Herkes geri çekilerek onu öne çıkarmıştı,,bütün sonuçların tek sorumlusu gibi..
O---- ayrılık.......

kıyılarda


Kimsenin yağmurları seyretmediği bir dünyada yıldızları sevmenin yalnızlığı
 ile her gün biraz daha geri çekildim..
Üstüme örttüğüm yorgan yüreğimde  adını bilmediğim kuşun kanatlarıydı..
Kimse,,ilkyazın sevgi,,yazın dinginlik, güzün bitiş ,,kışınsa sıcaklığı büyüten bembeyez bir düş olduğunu anlatmadı..

Ne zaman bir sızıyla gözlerimi bulutlara,,ağaçların uç dallarına ve rüzgarın ufukta çaldığı ıslığa çevirdiysem,,,yüzüme inen bir tokatla önümdeki duvarlar gösterildi..
Dudaklarımda kimsenin çözemediği  kırıklık işte bu sakınmalardan kalmadır..
Bu yüzden sesimin rengi kuşku dolu,,gözümün ışığında bulanık bir acı,,,parmaklarım böyle dolaşır birbirine...

Yüksek sesle konuşan asık suratlı bir kalabalık içinde bir sessizliği onarmaya çalışmaktan siniverdi üzerime bu ezilmiş gül rengi acemilik...


,,,,f..





1 Kasım 2012 Perşembe

çılgın fareler


Ben kimim sorusu geçersiz artık..Ben neyim diye sormalıyım ..Karanlığın ,ışığın,,kimi sözcüklerin ve renklerin içinde kaybolarak,,seslere ,,noktalamalara yetişmeye çalışarak ve hep geride kalarak düşünüyorum şimdi o günleri..Oralarda,,o bölgelerde,,belleğim harap bir ambar ,,zaman ise farelerin kemirdiği bir şey..


f..

yeni

Merhaba...........................