Adımı söylüyorsun,, hiç bu kadar yabancı hissetmemiştim adımı, hiç bu kadar
uzaktan duymamıştım sesini, çok uzaklardan geliyor sesin..
,,,,,,solgun ellerime ve güçsüz parmaklarımın arasından
akıp gitmiş hayatıma bakıyorum... Tam bir enkaz, hayat üzerimden silindir gibi
geçmiş ve ayağımı bastığım topraklar artık yeterince sağlam değil.. Hep bir
sonraki adımda çökecekmiş gibi hissediyorum.. Beyaz saçlı iki adamla aynı masada
oturup koskoca bir ömrü ucundan kıyısından tüketmeye bile başlamamış çocukları
seyrediyorum.. Biri suyu önce bir eline alıp sonra diğer eline aktarıyor, zamanın
sırrını çözmüş gibi..
Kalkıyorum masadan, iki ihtiyar farketmiyor bile.. Merdivenlerden inip yer yer paslanmış açık mavi demir kapıyı gıcırdatarak
açıyorum.. Anılar beynime işlemeye başlıyor.. Sen yine çıkıp geliyorsun bir
yerlerden.. Hep buralardaydın ya zaten,,,,,,etrafımda dönüp durmuştun ya hani hayatım boyunca,, ben de peşinden koşturup tüketmiştim koca bir ömrü. "değer mi" diye düşünmeden..
- eee nasılsın görmeyeli?
..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder