19 Kasım 2012 Pazartesi

hesaplaşma

Adımı söylüyorsun,, hiç bu kadar yabancı hissetmemiştim adımı, hiç bu kadar uzaktan duymamıştım sesini, çok uzaklardan geliyor sesin..

,,,,,,solgun ellerime ve güçsüz parmaklarımın arasından akıp gitmiş hayatıma bakıyorum... Tam bir enkaz, hayat üzerimden silindir gibi geçmiş ve ayağımı bastığım topraklar artık yeterince sağlam değil.. Hep bir sonraki adımda çökecekmiş gibi hissediyorum.. Beyaz saçlı iki adamla aynı masada oturup koskoca bir ömrü ucundan kıyısından tüketmeye bile başlamamış çocukları seyrediyorum.. Biri suyu önce bir eline alıp sonra diğer eline aktarıyor, zamanın sırrını çözmüş gibi..

Kalkıyorum masadan, iki ihtiyar farketmiyor bile..  Merdivenlerden inip yer yer paslanmış açık mavi demir kapıyı gıcırdatarak açıyorum.. Anılar beynime işlemeye başlıyor.. Sen yine çıkıp geliyorsun bir yerlerden.. Hep buralardaydın  ya zaten,,,,,,etrafımda dönüp durmuştun ya hani  hayatım boyunca,,  ben de peşinden koşturup tüketmiştim koca bir ömrü. "değer mi" diye düşünmeden..


- eee nasılsın görmeyeli?

                              ..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder